Hobi derslerimiz, okulöncesi dönemde karma yaş gruplarıyla çalışma konusunda yüksek deneyime sahip, performans kaygısı gütmeyen öğretmenler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Hobi derslerimizin günleri şu şekilde belirtilmiştir:

  • Pazartesi            Drama Dersi
  • Salı                      Yoga Dersi
  • Çarşamba           Ritm Dersi
  • Perşembe           Satranç Dersi
  • Cuma                  Yaratıcı Sanat Dersi

Sanat Dersi : Amacımız; çocukları ilerinin sanatçıları olarak görmeyen, sanattan yararlanarak çocuğun gelişimini destekleyen bir eğitim verebilmektir.

Çocuklar yaratıcıdır. Biz eğitimcilere düşen onların var olan yaratıcılıklarına dokunmadan rehberlik etmektir.  Burada eğitimcilere düşen görev çocuğa çok yönlü malzeme ve konular sunmaktır. Çocuk malzemelere ve konulara yön vermek yorumlamak ister bunu kolaylaştırmaktır bizim işimiz. Biz onların yaratıcılıklarına dokunmadıkça gelişmeye devam edecektir. Bakış açıları gelişecektir. Görsel bellekleri gelişecektir. Malzemeyi hangi amaçla ve nasıl kullanmaları gerektiğini öğrenecekler. Oranlar arasında ilişki kuracak, kendi yapabilirliklerini tanımaya başlayacaklar. Bunları bazen bir duvarı, bazen de farklı boyutlardaki kağıtları boyayarak, bazen kille bir portre yaparken bazen de mutfaktan topladığımız artık sebzelerle portre yaparak, bazen boyaları karıştırarak, bazen de biz boyalara karışarak yapıyoruz. İçimizde ne var ne yok döküyoruz kâğıda, seramiğe vs. Biz eğleniyoruz, iyi vakit geçiriyoruz.

 

Satranç Dersi: Temel amacımız satrancı tanıtmak ve sevdirmektir. Bu amaçla çeşitli drama oyunlarını kullanmaktayız.

Derslerimiz klasik bir satranç dersinden çok, bir drama dersi gibi geçer. Örneğin, “Vezir düz ve çapraz gider” yerine, Vezirin (Kraliçenin) karnı acıkmış, hadi ona yemek yapalım ve gidebileceği yerlere bırakalım; gibi oyunlarla satrancı öğreniyoruz.

İkinci aşama mıknatıslı tahtada, grup olarak oynanır. Bedeniyle öğrendiği hareketleri tahtaya uygular. Aynı zamanda bu aşama çocuğu rekabete hazırlama dönemidir. Kazanma ve kaybetmenin birlikte var olduğunu çocuk bu dönemde kavramaya başlar.

Üçüncü aşamada satranç iki kişilik bir oyuna dönüşür. Çocuk, arkadaşıyla, öğretmenin bile karışmadığı bir oyunu istediği gibi özgürce oynayabilmenin tadına varır.

Satranç, okul öncesi dönemindeki çocuğa sayısız yararları olan bir spor ve oyundur.

  • Çocuğun bilişsel gelişimine katkıda bulunur;
  • Konsantrasyon kalitesini ve süresini geliştirir. Özellikle dikkat süresi çok kısa olan çocuklar için çok önemli bir çalışmadır.
  • “Neden – Sonuç” ilişkisi kurmasını sağlar;
  • Çocuğun duygudaşlık (empati) kurma yeteneğini geliştirir;
  • Çok boyutlu düşünmeye teşvik eder;
  • Özgüven kazandırır;
  • Sabırlı ve sakin olmayı, rakibine saygı duymayı öğrenir.

Satranç, özünde keyifle oynanacak bir oyundur ve çocuğun satrancı sevmesi, çocuğa birçok olumlu nitelik kazandıracaktır.

 

Ritm Dersi: Okul öncesi eğitim çocukların zihinsel, ruhsal, sosyal ve bedensel gelişimini sağlar. Dil gelişiminin ve yaratıcılığın geliştirilmesine yardımcı olur. Bütün bunlar okuldaki etkinliklerle sağlanır. Bu noktada branş derslerinin büyük önemi vardır. Elbette ki tüm branş derslerinin önemi büyüktür ancak müzik derslerinin gereği ve öneminin tartışılmaz olduğu bir gerçektir.

Müzik derslerinde orff öğretisini uyguluyoruz. Orff öğretisi müzik, ritim ve hareket eğitimidir. Çocukların tüm duyularıyla öğrenebilmelerini sağlar. Ses çalışması, hareket ve dans, çalgı çalma hepsi bir aradadır. Yani aynı anda şarkı söyleyebilir, dans edebilir ve çalgı çalabilirler. Derslerde orff çalgıları olarak adlandırılan ve çocuklar tarafından oyuncak olarak algılanan müzik aletleri kullanılır. Kolay çalınabildikleri için çocukta müziği başarabildiği duygusu oluşur.

Bir müzik aleti çalmak zihinsel bir faaliyettir çünkü bedeni dengeli tutmayı, iki eli bağlantılı ve dengeli çalıştırmayı ve tüm duyuları kullanmayı gerektirir. Orff çalgılarını grupla birlikte çalarak şarkılara eşlik etmek uyum becerisini geliştirir ve işbirliğini öğretir. El göz koordinasyonunu ve algıyı geliştirip öğrenme yeteneğini hızlandırır. Ritim duygusu ve şarkı söyleme becerisini geliştirir.

Ritim Latince akış demektir. Evrende her şey düzenli ve hareket halindedir. Güneşin doğması ve batması, gece ve gündüzün olması gibi olaylar tutarlı ve ritmiktir. Orffun en önemli öğesi olan ritm, çocuklara doğayla birebir örtüşen duyguları yaşatır. Tutarlılık, denge ve uyum gibi. Bu nedenle ritm çalışmaları dinlendiricidir. Çocuğun doğmadan önce annesinin kalp atışlarıyla tanıştığı ritm duygusu, kendisinin ve yaşıtlarının yer aldığı uygulamalı çalışmalarla geliştirilmelidir. Bu çalışmalarla aldığı eğitim, zihni ve bedeni arasında bir denge oluşturarak hareketlerine yansır.

Ritmi önce bedende yaşatıp daha sonra çalgılarla denemek gerekir çünkü çocuklar hissetmeden ve hissettiklerini bedensel tepkiye dönüştürmeden ritmi algılayamazlar. İşte bu noktada orff yaklaşımının bir diğer öğesi dans ve hareket işin işine girer. Dans her çocuğun ilgisini çeker çünkü bedeni hareket halindedir bu onun doğasına uygundur. Fiziksel güçlerine arttırmalarına ve hareket gelişimlerine katkıda bulunur. Doğaçlama yapılan orff danslarıyla yaratıcılık ve hayal güçleri gelişir. Dikkat ve konsantrasyon gelişimlerine yardımcı olur. Konsantrasyon çocuğa hedeflerini belirleyip onları gerçekleştirmeyi öğretir. Orff öğretisi bağımsız karar verebilme becerisini, sorumluluk bilincini geliştirir, dayanışma ve işbirliğini öğretir.

Orff her seviyede, her yaşta ve her yetenekte kişiyle uygulanabilir. 18 aylık bebeklerden, yaşlılara kadar her yaş grubuyla çalışılabilir. Erken yaşta müzik ve ritm eğitimi almış çocukların beyin hücrelerinin daha çabuk geliştiği kanıtlanmıştır. Okul öncesinde çocuğa birçok seçenek sunulmalıdır. Hayal dünyasının geliştirilmesi ve zevk duyduğu şeyleri keşfetmesi için olanak tanınmalıdır.

Müzik derslerinde amaçladığımız unsurlar:

  • Ritim duygusunu geliştirme.
  • Ritim çalışmalarıyla çocuğa kendini kontrol etme alışkanlığını kazandırma.
  • Orff çalgılarını kullanarak kas, motor gelişimini destekleme.
  • Dinledikleri müziğe uygun devinimlerle eşlik edebilme.
  • Yaratıcılık ve hayal gücünü geliştirme.
  • Yaşına ve düzeyine uygun bir şarkı dağarcığına sahip olabilme.
  • Müzik aletlerini tanıyabilme.
  • Müzik aletlerinin seslerini ayırt edebilme.
  • Ses, mimik ve jestlerin ilişkisini kavrayabilme.
  • Görsel ve işitsel becerilerin gelişmesi.

 

Drama

Okul öncesi eğitim bireyin yaşamında önemli bir yere sahiptir. İstenilen davranışlara sahip çocuklar yetiştirmek için bu dönemde çocukların etkin bir okul öncesi eğitim almaları önemli olmaktadır. Okul öncesi yıllar boyunca bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihinsel, dil gelişimi büyük ölçüde tamamlanmaktadır. Bu dönemdeki gelişmeler yaşamın ilerideki yıllarında oldukça etkili olmaktadır ve okul öncesinde verilen eğitimle çocukların bütün gelişim alanları desteklenmektedir. Günümüzde önemi giderek artan okul öncesi eğitimde drama etkinliklerine yer verilmekte ya da drama bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Drama gün geçtikçe önemi artan bir alan olarak dikkat çekmektedir. Günümüzde okul öncesi eğitimden başlayarak üniversite ve lisans üstü eğitime kadar, bütün kademelerinde drama çalışmaları yapılmaktadır. Pinciotti (1993)’e göre, drama, çocukların spontan oyunlarında ortaya çıkan, katılımcıların sanatsal duyarlılığını, kendisi, başka insanlar ve dünya hakkındaki bilincini artıran ve hayal gücünü geliştiren bir öğrenme aracıdır (s:1). Drama kavramı bazen bir yöntem, bazen bir alan, bazen de bir disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda eğitim programlarında bir yöntem olarak kullanılmasının arttığı dikkati çekmektedir.

Drama oyunun gücünü eğitimde kullanan bir alandır. Erken çocukluk döneminden itibaren yetişkinliği de içine alan bütün yaşam dönemlerinde oyuna eğilimleri vardır. Dramanın oyunsu özelliği, yaratıcı edimlere ve yaratıcılık süreçlerine uygunluğu dikkati çekmekte ve dramanın eğitimde kullanımı söz konusu olmaktadır.

 

Yoga

Bedenin esnekliğini arttıran, ruhu dinginleştiren ve duygularla baş etmeyi kolaylaştıran bu disiplin çocuklara sayısız fayda sunar.

Yoga yapan çocuklar kendilerini daha özgüvenli bir şekilde ifade eder ve ders saatleri boyunca arkadaşlarıyla keyifli zaman dilimleri geçirir.

Yoga sınıflarında  çocuklar keyifli zaman geçirmelerine ek olarak rahatlamayı ve iç huzuru sağlamayı da öğrenirler.

Vücutlarını keşfederler ve tüm kaslarına hükmetmeyi öğrenirler. 

 

Bedensel farkındalıkları artarken akranlarıyla kurdukları ilişkileri derinleştirirler.

Alanında uzman ve çocuk psikolojisi üzerine eğitim alan profesyonellerin gözetiminde çocuk yogası atölyeleri tam bir meditasyon niteliğinde geçer.

Okul öncesi dönemde çocukların yapabilecekleri en yararlı aktiviteler arasında yer alan çocuk yogası; sunduğu faydalarla ön plana çıkar.

Çocuk yogası; vücut esnekliğini arttırır!

Çocuklar yoga egzersizleri ile vücut kaslarını kullanmanın yeni yollarını keşfeder. Duruşları düzelir, yürüyüşleri değişir ve farklı kas grupları etkin bir şekilde hareket eder.

Çocuk yogası; denge ve koordinasyonu arttırır!

Yoga; denge ve koordinasyon ilkelerine dayanır. Farklı duruşlar sergileyen ve fiziksel olduğu kadar zihinsel denge kurma süreçlerine de katkıda bulunan bu “felsefe” çocuklara “Yeterince dinginleşirsen bedenine hükmedersin!” mesajını iletir.

Çocuk yogası; konsantrasyonu arttırır!

Yoga sırasında çocuklar zihinlerini arındırmayı ve odaklanmayı öğrenirler. Dengelerini sağlamak için gösterdikleri bu çaba tüm hayatlarını etkileyecek önemli dersler almalarına aracılık eder.

Çocuk yogası: beden ve zihin bağını güçlendirir!

Okul öncesi dönemde yapılan yoga egzersizlerinin çocukların beden ve zihin bağını güçlendirdiği bilinir. Onların özgüvenini arttıran ve istedikleri zaman başarabileceklerinin somut göstergesine dönüşen yoga saatleri; tüm bu sebeplerden ötürü hem eğlenceli hem de öğreticidir.